hiçbir yeri bilmiyorum buranın yabancısıyım sevdiğime sevdiğimi bildirmek için geldim. Heybemde şiirlerim, hikayelerim, cebimde ellerim göğüs kafesimde aşkım şaşkınlığım. Yolumu araya araya buldum, sevdiğimi yanıla yanıla. Adı dudaklarımın birbirine değen noktalarında bana ilan-ı aşk etmedi benden gizlemedi de sevdiğini, papatya fallarına inanmadığını bildiğimden ve inanmamalarını sevdiğimden sadece gözlerine bakarak anladım çırpınan kalbini, beni daracık yollarda, kalabalıklarda, karanlıkta, aydınlıkta, gece yarısı ve gündüz aynı meçhul hüzne çağırdı gülümsemesinde, bir yanımı kaybedişimin, aklımdan mantığımdan oluşumun sıkıntısı vardı. Ona dedim ki; beni hüzünlü bir aşka teslim etme... yanımda dur... adımı söyle, dudaklarını kapat gözlerinle söyle, gözlerini kapat yanaklarınla söyle, yanaklarını ört duruşunla söyle, git gidişinle söyle...
hiçbir yeri bilmiyorum yabancıyım sevdiğim sevdiğini söylesin duyayım diye geldim...
önümde gözlerim, dizlerimde yorgunluk, her yerimde hüzün. Yolumu kaybola kaybola buldum...
sevdiğimi kaybede kaybede... adı her zerremde... ilan-ı aşk ettim bir cevap vermedi. İnandığını bildiğimden sevdiğime ve inanmalarını sevdiğimden ısrar etmedim... Duruşuna bakarak gördüm heyecanını yalnız gecelerde, aksamlarda ve gündüzlerde ayni malum acıya çağırdı.
Gülümsemesinde bir yanımı kaybedişimin dünümden, bugünümden, yarınımdan oluşumun sıkıntısı vardı.
Ona dedim ki; bana ayrılıklı bir aşk teslim etme.
Yanımda ol. Adımı söyle. Korkuyorum ellerimi tut, avuçlarınla söyle. Avuçlarını ört, sessizliğinle söyle. Kal, duruşunla söyle. Hiçbir yeri bilmiyorum...
yabancıyım korkuyorum yanımda kal sevdiğini söylemesen de olur.